Türk Mutfağı

Çay ! Bir Kültür.

Halk kültürü ve etnografyasında çay önemli bir yer tutar. Çay bugün sosyal hayatımızda yerini dolduramayacak derecede sağlamlaştırmış, onun etrafında oluşan kültürüyle birlikte yaşamaktadır.

Sabah kahvaltısından gecenin geç saatlerine kadar hayatımızın içinde bulunan çay, değişik kültürel değerlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. 

Bunlardan en önemlisi, çayın kendisinden ayırd edemeyeceğimiz semaver kültürüdür. Semaver 19. yüzyıldan itibaren Ortaasya’da yaygın olarak kullanılmaya başlanılmıştır. Ahmet Yesevi’den gelen mirasla çayın şifalı olduğuna inanıldığı gibi, semaverin de şifa dağıtıcısı olduğuna inanılır hale gelmiştir.

İnsanlara bir hayat, muhabbet verici, dertlere deva olarak görülür. Semaverin şifa dağıttığına o kadar inanılırdı ki hamam çıkışında ve mevlitlerde insanları rahatlatmak için semaver kaynatılır ve çay içilirdi. Semaver edebiyatımızda da başlı başına bir yer tutmaktadır. Semaver şifahaneye benzetilmiştir.

Hoca Ahmet Yesevi bir gün Hıtay sınırında Türkistan karyelerinden birine misafir olur. O gün hava çok sıcak olduğu için çok yorulmuştur. Evine misafir olduğu Türkmen’in komşusunun zevcesi doğum yapmak üzeredir. Türkmen, Hoca Ahmet Yesevi’den dua ister, Ahmet Yesevi de dua eder. Allah’ın izniyle Türkmen’in isteği hemen olur.

Türkmen bu duruma çok memnun olur. O yörenin önemli bir ikramı olan çay kaynatıp getirir. Hoca Ahmet Yesevi çayı sıcak sıcak içince terler ve yorgunluğu gider. Sonra, “Bu şifalı bir şey imiş, hastalarınıza bundan içirin ki şifa bulsunlar. Allah kıyamete kadar buna revaç versin” diye dua etmiştir. İşte çay bundan sonra bütün Türkler arasında kullanılmaya başlamış ve şifa verici bir içecek olmuştur.

Çay Hikayesi :

Çayın alt demliği kaynanadır. Sürekli kaynar durur. Hatta dikkat edilmezse taşabilir. 

Üst demlik gelindir alt demlik kaynadıkça onunda harareti artar ama zamanlada olgunlaşır ve demlenir.

Gelinin kocası bardaktır her iki çaydanlıktanda yeterince nasibini alır.

Biraz kaynana doldurur onu biraz da gelin, bu nedenlede denge unsurudur.

Açık ya da demli çayın hoşa gitmemeside bundandır.

Çocuklar çayın şekeridir, tat verir. Çok şeker, çayın lezzetini bozar.

Şekersiz çaya alışanlara ise bir tanesi bile fazla gelir.

Görümce ise çay kaşığıdır. Arada bir gelir karıştırıp gider.

Kayınpedere gelince o da çay tabağıdır. Çayın demine suyuna karışmaz.

Bir kenarda lök gibi oturur. Sadece dökülenleri toplar ve çevreye zarar vermesini engeller.

Ancak arasıra boşaltılması gerekir. Yoksa taşıp herşeyi berbat edebilir.

Çay süzgeci ailenin sahip olduğu değerlerdir. Aileyi dış müdahalelerden korur. Delikleri büyük olursa çayın tadı kaçar.

Suyu ısıtan ateş ise hoşgörüdür. O olmadan çay da olmaz.

Kısacası bir bardak çay ailedir.

Ve… 

Ağız tadı ile içilen bir bardak çayın üstüne yoktur.

Simidin en yakın arkadaşıdır çay.

Bazen hüzünlerimizi paylaşırız çayla.

Bazen neşemize ortak olur çay.

Bazen de esnafımızın ikramıdır çay.

One thought on “Çay ! Bir Kültür.

Bir yanıt yazın