Gerçek Osmanlı Haritası…
Son yapılan ölçümlere göre Osmanlı Devleti’nin Afrika’daki sınırlarının ekvator çizgisini de geçerek Mozambik’in kuzeyine kadar genişlemiş olduğu tespit edildi. Afrika’daki sınırların bu denli genişlemesindeki başat aktörün Özdemir Paşa olduğu kaydedilirken, Batılı sömürgeci devletlerce çizilen ve çizdirilen Osmanlı haritalarında, ülkenin Afrika’daki hâkimiyet alanının Kuzey ve Kuzeydoğu Afrika’yı kapsayan ince bir hat şeklinde resmedilmesi ise haritalarda sahtecilik iddialarını gündeme getirdi.
Afrika’yı da Amerika kıtasına yaptıkları şekilde yağmalamak isteyen Batılı sömürgeci güçler, kendi aralarında geliştirdikleri “yeni keşfedilen toprakları kapma” hukukuna göre; bir bölgeye ilk bayrak diken ülkeyi, söz konusu toprakların ve üzerinde yaşayan insanların sahibi sayıyorlar. Daha önceden bayrak dikilen bir yere, bir diğer devlet; daha sonradan bayrak dikme hakkına sahip değil. Hal böyle olunca Afrika kıtasının neredeyse üçte ikisine sahip olan Osmanlı imparatorluğunun sınır çizgileri, geleceklerini; kıtanın kendileri tarafından sömürülmesinde gören Avrupalıları bunlar içinde de bilhassa İngilizleri kara kara düşündürüyor.
Afrika’daki Osmanlı topraklarını asker kuvvetiyle zapt eden batılı güçler, giderek zayıflayıp, küçülmekte olan imparatorluğun; ileride tekrar güçlenip, buralara geri dönmesini ve tarihi haklarını gündeme getirmesini önlemek için şeytanın aklına gelmeyecek tedbirler almayı da ihmal etmiyorlar. Konuyla ilgili olarak ortaya atılan iddialara göre; sömürgeciler, çareyi harita yolsuzluğu yapmakta buldular. Buna göre; Avrupalılar tarafından çizilen sahte haritalar, içeride yaşanan rejim değişikliğinin (meşrutiyetten cumhuriyete) yol açtığı karmaşa ortamında serpilip, etkinleşen sömürge aydınları ve valileri tarafından da gerçekmiş gibi sunularak, devlet ve toplumun Afrika hafızası neredeyse tamamen silindi.
İddialar bu minval üzereyken Osmanlı’nın Afrika Fatihi Özdemir Paşa’nın Afrika fütuhatı hususunda gerçekleştirdiği çalışmalarsa şu şekilde: Özdemir Bey, Mısır’daki Memlûk Türk beylerindendi. Yavuz tarafından Mısır’ın Osmanlı idaresine geçmesiyle o da Osmanlı ordusuna katıldı ve Vali Süleyman Paşa’nın hizmetinde, Sancak Beyi (Tümgeneral) rütbesine yükseldi. Bu vazifedeyken, (1541 senesinde) emrindeki kuvvetlerle güneye ilerleyerek, önce Sudan, sonra Habeşistan, Eritre ve Somali topraklarını fethetti. Bu ülkelerin kralları Osmanlı tâbiyetini tanıdılar. Buraların ahalisi putperest idi. İslamiyet’i bu insanlara ilk tanıtan Özdemir Paşa oldu. Kısa bir zaman içinde, bazı Hıristiyan Habeş kabileleri dışında bu memleketlerin ahalisi tamamen Müslüman oldu. Özdemir Paşa’nın bu başarıları Sultan’a kadar ulaştı. Kanuni Sultan Süleyman Han, onu İstanbul’a davet ederek görüşmek istedi. Sevimli, zeki, konuşkan ve yüksek bir terbiye ve edep sahibi olan Özdemir Paşa’yı çok sevdi ve ona Beylerbeyi (Orgeneral) rütbesini verdi. Bir süre İstanbul’da kalan Paşa, bu zaman zarfında Sultan ile birçok defa hem de bir dost muamelesi görerek sohbet etti. Kanuni’ye, Afrika’nın stratejik önemini, buralarda Portekiz donanmasının görülmeye başladığını, eğer Osmanlı devleti olmazsa, Hıristiyanlığın yayılabileceğini anlattı. Kanuni de onu “Habeşistan Beylerbeyi” tayin ederek, tekrar Afrika’ya gönderdi. Böylece Afrika’da yeni bir Osmanlı eyaleti de kurulmuş oldu.
Özdemir Paşa, Afrika’ya dönünce, eyaletinin merkezini Eritre’deki Musavva limanına kurdu. Paşa sarayı ile camiini yaptırdı. (Türbesi de bu caminin avlusundadır ve günümüze kadar mevcudiyetini korumayı başarmıştır.) Daha sonra fetihlerine devam ederek, bugünkü Uganda’yı ele geçirdikten sonra Kenya ve Tanzanya sahilleri boyunca güneye doğru ilerledi ve buralarda da İslamiyet’i yaydı. Ayrıca Portekiz hücumlarından korumak için de birçok kaleler inşa etti. Özdemir Paşa vefat edince, Musavva şehrinde yaptırdığı caminin avlusuna defnedildi ve üzerine türbe yapıldı. Yerine oğlu Osman Paşa, Kanuni tarafından Habeşistan Beylerbeyi olarak tayin edildi. O da babasının izini takip etti ve güneydeki Mozambik’e kadar Doğu Afrika sahillerine Portekizlileri sokmadı. Bu topraklar tam 250 sene Osmanlı idaresinde kaldıktan sonra, 1800’lerin başından itibaren İngilizlerin eline geçti. Özdemir Paşa’nın Eritre’deki merkezi olan Musavva şehri ise 1890 yılında hâlâ bir Osmanlı beldesiydi.
–Tarihgastesi–